2026’ya girerken: Artan sağlık maliyetleri ve yan hakların stratejik rolü

WTW’nun 2025 Küresel Sağlık Trendleri Araştırması, sağlık maliyetlerindeki yükselişin artık geçici bir dalgalanma değil, kalıcı bir eğilim olduğunu ortaya koyuyor. Bulgulara göre, sağlık harcamaları küresel ortalamada çift haneli oranlarda artmaya devam edecek. Bu durum, işverenler için yalnızca finansal bir zorluk değil; aynı zamanda insan odaklı stratejilerini yeniden düşünmeleri gereken bir dönemin işareti.

WTW’nun yeni yayımlanan Yan Hak Trendleri Araştırması ise liderlik anlayışında yaşanan dönüşümü gözler önüne seriyor. Etkili liderler artık yan hakları yalnızca bir maliyet kalemi olarak değil, kurumun amacını ve değerlerini destekleyen stratejik bir araç olarak görüyor.

Kalıcı bir gerçek: Yüksek sağlık maliyetleri

Sağlık maliyetlerinin yüksek kalmasının ardında birkaç temel dinamik bulunuyor:

• Tıbbi teknolojiler ve ilaçlardaki hızlı yenilik,
• Kamu sağlık sistemlerinin artan talep karşısında zorlanması,
• Zihinsel sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması.

Bu gelişmeler, çalışanların özel sağlık hizmetlerine yönelimini artırırken, işverenler üzerinde de bütçe baskısını yoğunlaştırıyor.

Çalışan beklentileri dönüşüyor

Araştırma, çalışanların yarısından fazlasının yan hakları işverenlerinde kalma nedenlerinin başında gördüğünü ortaya koyuyor. Bu durum, konunun yalnızca maliyet yönetimi değil, aynı zamanda çalışan bağlılığı, performansı ve sürdürülebilirliği doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu gösteriyor.

Öne Çıkan Bulgular:

• Maliyet baskısı artıyor. Yükselen bütçe kısıtları, şirketlerin yan hakları geliştirme alanını daraltıyor.
• Yan hakların stratejik rolü güçleniyor. İşverenler, sundukları faydaların şirket amaç ve değerleriyle uyumlu olmasını önceliklendiriyor.
• Maliyet etkinlik gereksinimi öne çıkıyor. Daha akıllı yatırım yaparak daha yüksek etki yaratma hedefi ön planda.
• Kritik baskı alanları netleşiyor. Artan sağlık maliyetleri, wellbeing gereksinimleri ve yetenek rekabeti odak noktalarını şekillendiriyor.
• Yeni odak noktaları: Zihinsel sağlığı, kapsayıcılık ve finansal wellbeing, bugünün yan hak stratejilerinde merkezi bir yer ediniyor. Bu nedenle yeni strateji, mevcut kaynakları optimize etmek, yan hakların değerini artırmak ve çalışanlara esneklik sunmak üzerine kurulu. Aynı zamanda işverenler, tedarikçilerden maliyet avantajı ve ek hizmetlerle daha fazla fayda sağlamayı hedefliyor.

Yeni odak noktaları: Ruh sağlığı, kapsayıcılık ve finansal wellbeing, bugünün yan hak stratejilerinde merkezi bir yer ediniyor. Bu nedenle yeni strateji, mevcut kaynakları optimize etmek, yan hakların değerini artırmak ve çalışanlara esneklik sunmak üzerine kurulu. Aynı zamanda işverenler, tedarikçilerden maliyet avantajı ve ek hizmetlerle daha fazla fayda sağlamayı hedefliyor.

Etkili liderlerin 5 stratejisi

Araştırma, başarılı şirketlerin ortak beş stratejisini tanımlıyor:

1. Maliyetleri stratejik yönetmek Ani kesintiler yerine, uzun vadeli maliyet kontrolü, güçlü tedarikçi ilişkileri ve yenilikçi fiyatlandırma modelleriyle ilerliyorlar.
2. Yan hakları çalışan ihtiyaçları etrafında yeniden şekillendirmek En yüksek değeri yaratan yan haklara odaklanıyor, düşük etki alanları sadeleştiriliyor. Bu süreç şeffaf iletişimle destekleniyor.
3. Yetenek rekabetinde fark yaratmak Yan haklar artık sadece “standart” bir gereklilik değil; kurumların farklılaştığı bir değer önerisinin parçası.
4. Dinleme ve analitikle karar almak Çalışanların sesi ve veri analitiği, zihinsel sağlık, finansal dayanıklılık ve yaşam maliyeti baskısı gibi kritik alanları önceliklendirmeyi sağlıyor.
5. Kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak Çalışanlara seçim özgürlüğü tanıyan esnek yan hak modelleri ve dijital karar destek araçlarıyla etki artırılıyor.

Yeni dönemin mesajı: Değer yaratmanın yolu esneklikten geçiyor

Sonuç net: Eski kurallar artık geçerli değil. Sağlık maliyetleri artıyor, çalışan beklentileri değişiyor, yetenek rekabeti derinleşiyor. Bu ortamda etkili liderler, yan hakları yalnızca bir maliyet unsuru olmaktan çıkarıp, bağlılık, elde tutma ve kurumsal amaç için güçlü bir stratejik avantaja dönüştürüyor.

Maliyet baskısı altındaki bu yeni dönemde, değer yaratmanın yolu yan hakları stratejik, esnek ve çalışan odaklı hale getirmekten geçiyor.